Wales’te Satılık Manzaralar

4 dk okuma

Aysun Akarsu – İngiltere’nin Wales bölgesinde bir süre çalışmak için görevli olarak bulunmuştum. Aşağıdaki yazı orada geçirdiğim zaman içinde Wales’in kuzeyine yaptığım bir haftasonu gezisini anlatıyor.

8 Eylul 2000 tarihinde bir cuma akşamı Cwmbran’dan arabayla Aberystwyth`e doğru yola çıktık. Yolculuk başlar başlamaz özellikle güney Wales`in aşırı endüstrileşmiş kentlerinden uzaklaştıkça Wales daha cok büyülemeye başladi. Hep yeşil hep yeşil. Güzel olan bir de yükseltiler. Etrafa binbir özenle serpiştirilmiş tepeler, dağlar. Herhangi bir karşılama töreni beklemeksizin aniden beliriveren şelaler. Arabayla katettigimiz yollar boyunca gizliden gizliye bizi izleyerek, yakaladıktan sonra binbir inat ve telaşla yolculuğumuza eşlik eden ırmaklar. Öyle sakin yanlarından geçip gitmemizi bekleyen göller sonra yine göller.

Aberystwyth’e varmadan, daha yakınlarında gözümüze kestirdiğimiz bir turistik mekanı gezelim istiyoruz. Hava kararmak üzere. Görmek istediğimiz yerin ismi Devil`s Bridge, “Şeytan Köprüsü”. Bu köprü çılgın bir şelalenin üstüne değişik tarihlerde inşa edilmis üç köprüden oluşuyor. Ama şelale de ne şelale!!! “Şeytan Köprüsü”‘nün ihtişamı sadece akan suyun gürlüğünden değil aynı zamanda yükseklerden de dökülüyor olmasından geliyor. Bana şimdilik sadece fotoğraflarda gördüğüm tropik ülkelerdeki benzerlerini hatırlatıyor. “Şeytan Köprüsü”‘nü görmek için para ödemeniz gerekiyor. Şasırtıcı olan bu değil, Ingiltere gibi bir ülkede British Museum ya da Tate gibi bir kaç müze dışında neyi para ödemeden görebilirsiniz ki? Bu turistik aktivite için bilet satan görevli birine ihtiyacınız yok. Doğal bir manzara seyretmek icin demir kapılardan geçmek , demir kapılardan geçebilmek için demir paralar atmak yeterli. O nedenle canınız ne zaman isterse de görebilirsiniz, geceyarısı bile. Bütün bu tuhaflıklar bir yana, bana asıl şaşırtıcı gelen aynı şelalenin farkli manzarası icin farklı fiyat uygulaması. Sadece köprüleri ve ırmağın tam dökülmeye başladığı yeri görebileceğiniz manzara icin bir pound yeterli olurken daha güzel daha çarpıcı olan , şöyle geniş açıdan şelale manzarasi 2 pound. Ülkenin kapitalist ruhunun burada bile kendini gösterdiğini söylersem, fazla abartmış olur muyum? Bence cok zor bir iş manzara icin fiyat belirlemek ama iste canım ingilizler bu zor işin de üstesinden başarıyla gelmişler hem de yıllar önce. Tebrikler !!!

Cuma gecesini Aberystwyth`de geçiriyoruz. Deniz kıyısında hoş bir hotel`de kalıyoruz. Cumartesi sabahı biraz Aberystwyth’i geziyoruz. Sonra yine yollara düşüyoruz. Hedefimiz Portmadog. Yolumuz üzerinde Center of Alternative Techonology, “Alternatif Teknoloji Merkezi” var. Burası alternatif enerji kaynakları bulma amacıyla 1974 yılındaki petrol krizinin ortasında kurulmuş. Daha bilet almadan turist eğlendirip para kazanan yerlerden biraz daha farklı oldugunu anlamamak imkansiz. Örneğin yürüyerek ya da bisikletinizle geldiyseniz yarı yarıya daha ucuz giriş bileti alabiliyorsunuz. Bilet aldıktan sonra hemen yukarıda bir tepeye kurulmuş Center of Alternative Technology’e ulaşmak icin su dengesi esasına dayalı raylı asansör/tren sizi bekliyor. Seyretmek bile gercekten cok eglenceli. Iki tane büyük su hazneleri de olan vagon. Vagonlardan biri asağı indiğinde haznesindeki suyu gölete boşaltırken diğeri yukarıda haznesini suyla dolduruyor. Yukarıda haznesi dolan vagon tüm ağırlığıyla aşağı inerken aşağida suyunu boşaltmiş olan benzerinin yukarı çıkmasını sağlıyor. Alternatif Teknoloji’nin ziyarete açılı kısmı daha cok eğitim amacıyla kurulmuş. Çoğu bildik çevreci temalar eğlenceli bir şekilde anlatılmış. Nefes-alıp veren duvarlardan kurulu , kendi kendine yeten, doğaya zarar vermeden çevresiyle uyum içinde varlıgını sürdüren evler. Çöplerinizi atmayıp evde ayrıştırmaya ne dersiniz? Peki tatil yapmak için uçağa binip o kadar da uzağa gitmeye gerek var mi?

Cumartesi öğleden sonra yolculuğa devam ediyoruz, sırada Portmeirion var. Gezinin beni en cok heyecanlandıran kısmı burası. William Ellis`in Wales`de inşa ettirdiği yapay köy. Şanslıyız o kadar da cok turist yok. Eylul cok da çekici bir ay olmasa gerek turistler icin. Bu yapay köy gerçekten ilginc . Hangi stili ararsaniz var. Neoklasik sütunlardan, Jacobean bir belediye binasına, birdenbire karşınıza cikan buda heykelinden italyan evlerine. Okuduğum kadarıyla şimdilerde böyle büyük bir proje gerçekleştirmek imkansızmış şehir planlama otoritelerinin izin vermesi mümkün değilmiş. “The Prisoner” isimli ingilizlerin kült televizyon dizisi de bu garip köyde çekilmiş. Yapay köy ününü daha çok bu seriye borçlu. Meraklısı için sadece “The Prisoner” serisiyle ilgili kaset, dvd gibi turistik eşyalar satan bir mağaza da var.

Portmeirion’dan ayrılıp hemen yakınındaki Portmadog’a ulaşıyoruz. Geceyi Portmadog`da geciriyoruz. Pazar günü soluğu Llanberis`te alıyoruz. Amacımız Wales`in en yuksek dağının zirvesine ulaşmak. Dağın ismi Snowdon, yüksekliği 1085 metre. Benim kesinlikle dağa tırmanma gibi bir niyetim yok. Zirve yapan bir tren beni bekliyor. Bu dağ zirvesi icin ne desem. Bu kadar da ayağa düşmüş bir zirve dünyanın hiçbir yerinde olmasa gerek . Dağa tırmanan treninden , coluk cocuk, yaşlisindan tutun da zirvedeki restaurantına kadar. Unutmadan zirvede bir de posta ofisi var. Ingilterenin en yuksek posta ofisiymis. Isterseniz üzerinde hangi yükseklikten atıldığını belirten bir damgayla tanıdıklarınıza kart atmanız mümkün.

Pazar gününü Llanberis`te geciriyoruz. Llanberis Wales`teki bir çok yerleşim yeri gibi eskiden geçim kaynaği madencilikken şimdilerde sadece turizmden gelir sağlayan bir sehir haline gelmiş. Wales ve madencilik başlibasina bir konu , bu konuya hiç girmeyeyim. Llanberis`te madencilik müzesini gezip etrafta biraz yürüyüş yaptıktan sonra Cwmbran’a dönmek icin yola düsüyoruz.
Şasırtıcı ama dönüş yolculuğumuzda yine ırmaklar, göller, şelaler ve satılık manzaralar var!!!

Aysun AKARSU

Önceki Yazı

Tüy Sıklet Devlet: Andora

Sonraki Yazı

Kosta Rika

Yoldan Notlar son yazılar

BAE Yollarında 9 gün

Birleşik Arap Emirlikleri Seyahati Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), keşfetmeyi göze alanlar için pek çok sürprizi de

Kuzey İspanya’da 8 gün

İspanya’yı Madrid’le tanıyıp, Barcelona ile sevmiştim. Granada’nın Alhambra Sarayını, Cordoba’nın sütunlu camisini, Ronda’nın uçurumlarını gördüğümde bu

Kopenhag’ dan Malmö’ye

Noel tatili dolayısıyla Kopenhag sokaklarında in cin top oynadığından, programımda ani bir değişiklik yaparak İsveç’e gitmeye

Katmandu’ya doğru…

Mel Ozsimsek – Ilkokul donemimde istanbul un mahallerinde kosup oynarken, dar geldi o sokaklar bana, agaclar

Mozart’ın Evinde

Tüm Avusturya’ya  Mozart’ın kokusu sinse de  Salzburg’un ayrı bir yeri var. Ne de olsa Mozart’ın doğduğu