Binalar, sokaklar fiziken aynı
Ama ruhen Rus kanı taşıyor gibi Prag
Dil, hafif soğuk tavırlar ve Ruslara benzeyen sarı ve uzun bacaklı kızlar.
ImageBu arada söylemeden geçemeyeceğim
Bendeniz için, hem cins olmamiz dolayısıyla, yanlızca bir merak konusu ve aslında minik bir defile olsa bile
Kızların giydiği o varla yok arasındaki mendil büyüklüğündeki etekler, erkekler için bir festival niteliği taşıyor.
Minicik bir yer Prag…
Metronun hangi durağında inersen in, sanki iki üç adımda bir sonraki metro durağına ulaşabiliyorsun.
Minicik bir yer olmasına rağmen Hitler’in gazabına uğraması, yüzlere ve binalara hüzün katmış.
Geçtiğimiz bir kilisenin önünde kurumuş birkaç çiçek görünce durduk.
Üstündeki anlaşılmaz yazılara, belki birkaç kelime yakalar ve bir öykü bulabiliriz diye baktıysakta nafile.
Sonra can dostu kitapları açıp, buranın 1940’lı yıllarda geçen bir hikayenin öyküsü olduğunu gördük.
Burası Çek direnişçilerinin, o dönemin Nazi Çek valisini öldürdükten sonra sığındıkları binaymış.
Sonrasında bu kilise Naziler tarafından kuşatılmış ve Çekli direnişçiler ömürlerinin sonunun yaklaştığını çoktan bilerek kendilerini öldürmeyi yeğlemişler.
Onlar tarafından öldürülmektense…
Duvardaki delik deşik izler ise kuşatılan binanın silahlarla nasıl tarandığını gösteriyor.
Kapattık kitabımızı, düşünerek yürümeye devam ettik.
Hemen Prag’ın ortasından geçen (tıpkı Paris gibi) nehir ve köprüleriyle karşılaştık.
Bir sürü köprü var nehrin üstünde
Hepsi de bir fotoğraf şöleni
Sağdan soldan heryerden
En turistik yerinden bahsetmeden olmaz herhalde
Stare Mesto kendisi, tanıtayım…
Kiliseler, eski belediye binası ve müzeleriyle Stare Mesto
Koca Hus anıtıyla, namı diğer, Türkçe adıyla Eski Şehir
Her saat başı saat kulesinin önünde toplanan kalabalık
Amaç oradaki Astronomik Saatin, her saat başı donglarıyla çıkan ve dönen 12 havarisini
Bir tarafındaki ölüm simgesi iskeleti görmek
Her saat başı var bu şölen
Bir sürü fotoğraf makinası ve kameralar arasında her saat başı ilgi odağı
Yine de Tyn kilisesinin muhteşem görüntüsünü bence pek de gölgeleyemiyor.
Saat kulesine de çıktım elimde kitabımla
Tabii ki de asansör ile değil, tek tek adım adım dönen merdivenlerinden
Ara sıra küçük camlarından sabırsızlıkla dışarıya bakarak
Sonrasında ise muhteşem bir resim
Bir sürü kırmızı şapkalı bina ve onların arasından yükselen ihtişamlı saraylar, kaleler ve binalar
Tabii onların etrafında yükselen yeşiller
Yine de Prag’daki çiçekler konusunda aynısını söyleyemeyeceğim
Belki de ben kaçırdım
Yeşiller arasında bazen renk arıyor insan, küçük minik kırmızı, pembe, sarı gibi
Ama çok cömert değil gibi Prag o anlamda
Tamam, yazının başından beri asıl anlatmak istediğim fakat yerini ve zamanını beklediğim şeyi
Şimdi artık dayanamayıp anlatmaya başlıyorum
Ulusal müzeye gidilecek ve zooloji bölümü gezilecek!
Bu bir emirdir, haydeeeee…
Nokta büyüklüğündeki bir böcekten, Dinazor omurgasına kadar herşey orada
Sarsıcı
En azından ben camlar arasında ilerlerken sarsıldım
Özellikle dallar üzerine oturtulmuş kuşlar arasından geçerken ürperdim diyebilirim
Kanatlanacaklarmış gibiydiler
Biraz ilerleyip arkamda ne var diye baktığımda gördüğüm devenin devesi ‘Devekuşu’ ise pantalonum ve benim aramda ciddi bir yakınlaşmaya neden olabilirdi
Hafif nemli bir yakınlaşma!
Ya o Bizon, Fil…
Görün diyorum başka birşey demiyorum…
Özlem Bayraktar Korcan