Portekiz’de kimse kimseye ‘iyi günler’ demez. Kendileri muhtemelen iyi bir gün geçirmedikleri için bir başkasının da gününün iyi olup olmaması umurlarında değildir. Bir Portekizliye nasıl olduğunu sorsanız alacağınız en iyi cevap “mais ou menos” olur, yani “şöyle böyle”.
Portekiz‘deki melankoli kültürü fark edilmeyecek gibi değildir. İnsanların yüzünde görürsünüz o ifadeyi. Burası ‘Gülücükler Ülkesi’ olarak bilinen Tayland değildir çünkü. Meydanlardaki heykellere bile yansımıştır o hüzün ifadesi. Çoğu ülkede generallerin heykeli vardır meydanlarda, Portekiz’de ise hüzünlü şairlerin.
BM Dünya Mutluluk Endeksi’nde 157 ülke içinde 93. sıradadır Portekiz. Ama onlar adına üzülmek yersizdir. Zira onlar mutludur bu mutsuz hallerinden. Biraz zaman geçirseniz hüznün gizli güzelliği hakkında çok şey öğrenirsiniz onlardan.
Saudade: İmkânsızı özlemek
Portekiz’deki bu “mutlu hüznü” anlatan en iyi kelimede ‘saudade’dir. Başka bir dilde yoktur böyle bir kelime. Bu yüzden tercüme edilemediğini söylüyor Portekizliler.
‘Saudade’ bir zamanlar büyük mutluluk vermiş bir kişiye ya da yere özlem duygusunu ifade eder. Nostaljiye benzer biraz, ama onun tersine bu özlem hiç olmamış ve olması imkânsız bir olaya yönelik de olabilir.
Bu duygunun merkezinde bir kayıp ve boşluk hissi vardır. Portekiz’de adlı kitabında akademisyen Aubrey Bell “saudade” kelimesini “mevcut an ve durumdan farklı bir şeye karşı duyulan belirsiz ve sürekli bir arzu” olarak ifade ediliyor.
Bu duyguyu katlanılır, hatta hoş kılan şeyi “paylaşılabilir bir duygu olmasına” bağlıyor yayıncı Jose Prata. Portekizli bir şef ‘Saudade’ adında bir çikolata bile üretmiş, acı tatlı bir çikolata.
Psikolog Mariana Miranda ise Portekiz’in mutlu hüzün duygusunu açıklarken kederin yaşamın önemli bir parçası olduğunu ve insanların bu duygudan kaçmaması gerektiğini söylüyor.
Hüznün güzelliği
“Her duyguyu mümkün olan her haliyle yaşamak isterim. Bir resmi tek renkle boyamak niye? Ne pahasına olursa olsun kederden kaçınmakla kendimizi sınırlamış oluruz. Hüzünde de büyük bir güzellik var.”
Romeu adlı polis komiseri ise Portekiz’de mutsuz bir insan gördüğünüzde yapacağınız en kötü şeyin onu neşelendirmeye çalışmak olduğunu söylüyor.
“Mutsuzsunuz ve mutsuz olmak istiyorsunuz. Ofiste insanlar sizi eğlendirmeye çalışıyor. Oysa o gün mutsuzluğun tadına varmak istiyorsunuz.”
Portekizlilerin doğru bir şey yaptığını gösteren birçok araştırma var. 2008’de Deneysel Sosyal Psikoloji Dergisi’nde yayımlanan bir araştırma, kederin hafızayı güçlendirdiğini söylüyor. Başka bir araştırma ise üzüntünün muhakeme yeteneğini artırdığını gösteriyor.
Berlin’deki Özgür Üniversite’den araştırmacıların, dünyanın farklı bölgelerinden 772 kişiyle yaptıkları ve Plos One dergisinde yayımlanan anket sonuçlarına göre hüzünlü müziğin duygusal yararları da var.
Hüzünlü müzik farklı kültürlerde farklı etki bırakabiliyor. Avrupa ve Kuzey Amerikalılarda nostalji, Asyalılarda ise huzur etkisi yaratıyor.
Yazının devamı BBC’de…
Kaynak: