Remzi Gökdağ – ‘Gezilerimizden bize kalan nedir?’ diye sormuştum bir arkadaşıma. ‘Yaşadıklarım’ demişti. Karşılaştığımız surprizler, yaşanan anlar gezilerimizden geriye kalan en değerli malzemeler belki de.
Bir geziye çıkmadan önce hazırlıklar yaparız. Planlarımızı kafamızın içine, haritalarımızı çantalarımıza yerleştirir yola çıkarız. Nereye ne zaman, hangi yoldan gideceğimizi belirler, hedefe hareket ederiz. Orada yaşayacaklarımız bilinmezdir. Okuduğumuz, dinlediğimiz bilgiler çoğu kez gördüklerimizin yanında değerini yitirir. Kafamızın içinde canlandırdığımız mekanın gördüğümüz mekandan ne kadar farklı olduğunu oraya gittiğimizde anlarız.
Yolculuk sırasında yaşayacaklarımızı önceden ne kadar kestirmeye çalışsak da her zaman yanılma payının büyük olduğunu görürüz.
Eğer bir kenti turist rehberi eşliğinde gezmiyorsanız karşılaşacağınız sürprizlere de hazır olmanız gerekiyor.
Tıpkı benim de dahil olduğum bir grubun Los Angeles’tan San Francisco’ya bundan 4 yıl önce yaptığı gezide olduğu gibi…
Uzaklar.com’da yayınlanan ‘Pasifik sahilinde 4 yolcu’ başlıklı yazıda bahsedilen o dört yolcudan biri de bendim ve yazıyı okurken o günü bir kez daha yaşadım. O günlerde böyle bir gezinin yıllar sonra internetin bilgi oyanusunun dalgaları arasında dolaşacağını bilemezdik. Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen gezi hala şaşırtmaya devam ediyordu…
San Francisco gezisinin yazıda da belirtildiği gibi hüsranla sonuçlanmasına rağmen yıllar sonra o günü andığımda beni gülümseten tarafını hatırlamak aslında gezinin amacına ulaştığının da bir kanıtı bana göre. O an yaşadığımız her türlü olumsuzluklar zamanın tezgahında yumuşamış ve hatta birer komik hatıra olarak belleklerimize takılmıştı.
Griple boğuşan bir kişinin 14 saatten fazla araba kullanmaya mahkum olması, direksiyonu emanet etmeyi planladığımız bir kişinin yolculuğa çıktıktan sonra araba kullanmak istememesi (ya da otomatik vitesli bir arabada boş vitesin yerini sorması ve can güvenliği nedeniyle o kişinin yola şoför olarak değil de yolcu olarak devam etmesi), gidilen yerde kalacak bir otel odası bulunamaması, harita okumada yapılan yanlışlıklar sonucu bir kentin etrafında bilinçsizce dolaşmalar San Francisco gezisinin aklımızdan çıkmayan anıları.
Bunları yaşarken bir kabusun içinde hissetsek de kendimizi aradan zaman geçtiğinde o geziyi konuşurken bizi güldüren olaylar olduğunun farkına varıyoruz. O an yaşanan sıkıntılar yıllar sonra hoş birer anı olarak hatırlanabiliyor.
2000 yılında yaptığımız bu geziden önce 2, sonra da 3 kez daha San Francisco’ya gittim. Her yolculuğumun güzergahı aynıydı. Pacific Coast Highway…
Yol ve manzaranın aynı olmasına karşın her seferinde bu yolda farklı duygular ve izlenimlerle geçtim. Pacific Coast Highway’in büyüsü zaten bundan kaynaklanıyor. Her seferinde size farklı duyguları yaşatabiliyor, unutamayacağınız anılları belleğinize katabiliyor.
O geziye katılan 4 kişinin başka gezilere çıkma fırsatı olmadı. Farklı nedenlerden dolayı herkes kendi yolunu seçti. Diğer üç kişi bu toprakları terketti, farklı mekanlardaki yaşamları devam ediyor. Ben hala buradayım. California’da. Eğer bir kez daha bir araya gelebilsek aynı güzergahı katetmeyi çok isterdim. Eminim yaşadıklarımızdan bir ders almış olurduk ve gezimiz farklı anılarla noktalanırdı.