Afrika’da Bir Şelale: Victoria

Serra GÜRÇAY – Eğer terbiye edilmemiş bir doğayı merak ediyor, vahşi hayvanlara milli parkların dışında da rastlamaktan çekinmiyor, 4×4 aracınızın hakkını vererek kullanmak istiyor, dünyanın yedi doğal harikasından biri olan Victoria Şelalesinde ıslanmayı göze alıyorsanız, Zambia’da aradıklarınızdan fazlasını bulabilirsiniz. Baştan belirtmek gerekir ki Zambia, rahatına düşkün ve risk almayı sevmeyen, vahşi doğanın törpülenmiş haline meraklı turistler için pek tavsiye edilmeyecek bir seçim. Bu ülkede gerçek Afrika ile tanışmaya ve baş döndürücü Victoria şelalelerinde, macera sporları yapmaya hazırlıklı olun. Biraz eskilere gidersek… Yerlilerin “Mosi-oa-Tunya” (Gürleyen duman) diye adlandırdıkları Victoria şelalelerinin ilk beyaz tanığı 1855’de İngiliz keşif ve misyoner Dr. Livingston olmuş.

Serra GÜRÇAY – Eğer terbiye edilmemiş bir doğayı merak ediyor, vahşi hayvanlara milli parkların dışında da rastlamaktan çekinmiyor, 4×4 aracınızın hakkını vererek kullanmak istiyor, dünyanın yedi doğal harikasından biri olan Victoria Şelalesinde ıslanmayı göze alıyorsanız, Zambia’da aradıklarınızdan fazlasını bulabilirsiniz.

Baştan belirtmek gerekir ki Zambia, rahatına düşkün ve risk almayı sevmeyen, vahşi doğanın törpülenmiş haline meraklı turistler için pek tavsiye edilmeyecek bir seçim. Bu ülkede gerçek Afrika ile tanışmaya ve baş döndürücü Victoria şelalelerinde, macera sporları yapmaya hazırlıklı olun.

Biraz eskilere gidersek…

Yerlilerin “Mosi-oa-Tunya” (Gürleyen duman) diye adlandırdıkları Victoria şelalelerinin ilk beyaz tanığı 1855’de İngiliz keşif ve misyoner Dr. Livingston olmuş. O dönemde kara Afrika’ya hıristiyanlığı yaymaya ve esir ticareti ile mücadele etmeye gelen Dr. Livingstone, Victoria şelalelerini görünce”Melekleri bile güzelliği ile büyüleyen bir yer…” diye gördüklerini kaleme alır. Aslında amacı Nil nehrinin kaynağını aramak olan kaşif, o günden sonra büyülenmiş gibi kendini bu bölgeye adar. Şelaleye İngiliz kraliçesi Victoria’nın adını koyar, bölgeyi kalkındıracak girişimlerde bulunur ve yerli halkı eğitir.

Ne var ki, 1920’lerde topraklarında bakır madenine rastlandığında o zamanki ismiyle Kuzey Rhodesia’nın, kaderi değişir ve İngiliz kolonisi haline gelir. 1964’te özgürlüğüne kavuşup Zambia adını alan ülkeyi politik istikrarsızlıklar, fakirlik ve bölgenin en büyük sağlık sorunu malarya kasıp kavurur. Şu an her ne kadar enflasyon ve işsizliğe karşı çalışmalar yapılıyor olsa da, ülkenin ekonomisi belini turizme bağlamış ve zorlukla nefes almakta.

Victoria Şelalesini Nereden Görelim ?

Aslında Victoria şelalesinin bir ucu Zimbabwe’de öbür ucu Zambia’da bitiyor. Victoria şelalesini en geniş açıdan ve dökülen en fazla su hacmini Zimbabwe’de görebilirsiniz. Zambia’da ise Afrika’nın dördüncü büyük nehri Zambezi’de gemi turu yapıp Victoria şelalesinin daha sakin yüzüne tanık olmak mümkün.

Ne yazık ki, son dönemlerde gündemde olan iç savaş yüzünden, bugünlerde Zimbabwe’ye gitmek kimsenin aklına gelmediği gibi, turizm acentaları da güvenlik konusunda sizi uyarıyorlar. Bu yüzden bir süre için bu doğal mucizeyi Zambia tarafından görmekte yarar var.

Victoria’nın ölçüleri…

Afrika’yı kasıp kavuran sıcak ve kuraklığı düşününce, insan bu kıtada kolay kolay şelale olmaz diye düşünüyor. Ne var ki, Victoria şelalelerini görünce hemen yanıldığınızı fark ediyorsunuz.

Zambezi nehrinin ağzı 1.7 kilometre genişleyerek 107 metre derinliğinde Zambezi boğazına dökülüyor ve böylece Victoria şelalesi oluşuyor. Yağmur mevsiminde dökülen suyun dakikadaki hacmi 545 milyon litreyi buluyor. Bu dökülen suyun spreyi 500 metre yukarı çıkarak çevreye yağmur şeklinde düşüyor. Bu sayede bu bölgede bir yağmur ormanı gelişiyor ve 30 kilometre uzaktan bile “gürleyen dumanın” etrafa yaydığı spreye tanık olabiliyorsunuz.

Dökülen suyun genişliği ve hacmi insanı şaşırtırken, bir de gökyüzünde asılı duran ve hiç kaybolmayan gökkuşağını görünce, kendinizi cennete gelmiş zannediyorsunuz ve buranın Dr. Livingston’un dediği gibi, melekleri bile kıskandıracak güzellikte olduğunu düşünüyorsunuz.

Nisan ve Haziran ayları arasında hava biraz rüzgarlıysa bir mucize daha gerçekleşiyor ve çifte gökkuşağına tanık oluyorsunuz. Victoria şelalelerini görünce doğanın görkemi ve zenginliği karşısında başınız dönüyor.

Ve… ne kadar şanslısınız ki, bu doğal güzellikleri sadece uzaktan değil, yakından da görmek ve hatta içinde yer almak mümkün. Nefis manzaralı otel odanızdan çıkıp biraz kalori yakmak ve bu vahşi coğrafyada içinizdeki maceracı ruhu beslemek için tüm fırsatlar ayağınızın altında.

Victoria Şelalelerine gidip de yapmadım demeyin…

Zambezi nehrinde dolaşan birçok yolcu gemisi var, bunların arasında tarihi geçmişi ve kolonyal havasıyla dikkat çeken “Afrika Kraliçesi” ile günbatımını seyretmek inanılmaz keyifli.1947’de Kral George’un seyahat ettiği bu gemi ile nehrin tüm kıpırtılarına tanık olur ve siz içkinizi yudumlarken nehirde yıkanan fillere, güneşlenen su aygırlarına, yüzen timsahlara ve birçok farklı hayvana rastlarsınız.

Eğer şelalenin tamamını görmek, gemilerin yanaşamadığı vahşi suları yakından izlemek isterseniz, helikopter turları ile bu amacınıza ulaşabilirsiniz. Victoria şelalelerini havadan görmek aslında tüm şelaleyi görmek anlamına geliyor. Yürüyerek veya gemiyle ancak bulunduğunuz ülkenin topraklarında kalan bölümü görebiliyorsunuz. Eğer yükseklik korkunuz yoksa, yarım saat süren helikopter turunu almakta yarar var.

Adrenalin fazlanız varsa ve yukarda ki aktiviteler sizi yeterince tatmin etmiyor, biraz heyecan istiyorsanız tam yerine geldiniz. Yumuşak bir giriş yapıp fil sırtında safariyi deneyebilirsiniz. Bu dev hayvanların sırtında, zebra, zürafa, buffalo, gergedanların arasında dolaşabilir, bir yandan da düşüp kimseye yem olmamak için dua edebilirsiniz!!!

Kano yapmayı seviyorsanız, nehir yatağında kano yapıp bir yandan vahşi doğanın sesini dinler bir yandan da etrafınızda dolaşan yüzlerce kuşu seyredebilirsiniz. Nehirde sizinle birlikte serinleyen, timsah, suaygırı, fil gibi vahşi hayvanların fiziksel alanlarına saygıda kusur etmeden yanlarından süzülüp gidiverirsiniz.

Eğer macerada daha da ileriye gitmek istiyorsanız, dünyanın en tehlikeli ve vahşi rafting mekanlarından biri olan bu bölgede bu sporu da deneyebilirsiniz. Beyaz köpükler arasında kayarken şelalenin içinde kaybolmamaya dikkat edin !!!

Son olarak, Afrika macera turunuzu Bungee Jumping’le tamamlayabilirsiniz. Burada dünyanın en yüksek atlayışlarından birini yapabilirsiniz. Victoria köprüsünde iki ayrı atlama noktası var ve tam 111 metre atlayabiliyorsunuz. Bu noktada atlamanın bir güzel tarafı da, şelaleden gelen doğal duş etkisi ile korku ve heyecandan terlediğinizi kimsenin fark etmemesi.

Sonuçta bu coğrafyada tatil yapmaya karar verdiyseniz, sıkılmaya ve “şimdi de ne yapsam ?” demeye büyük ihtimalle zamanınız kalmayacak.

Aman siz siz olun, bazı heyecanlı turistlerin yaptığı gibi, tüm macera aktivitelerine katılıp, sonunda Victoria Şelaleleri kenarında yürüyüş yapmayı ve maymunlarla şakalaşmayı unutmayın.

Başka Şehirler - Remzi Gökdağ
Başka Şehirler - Remzi Gökdağ
Sevgili İstanbul - Remzi Gökdağ
Sevgili İstanbul - Remzi Gökdağ
Önceki Yazı

Dansın ve sosyalizmin ülkesi: KÜBA

Sonraki Yazı

Lago di como – İtalya

OKUMA ÖNERİSİ